16 Ekim 2011 Pazar

DİANA SPENCER




Diana, Galler Prensesi (Diana; Kızlık adı Spencer ailesinden,) d. 1 Temmuz 1961 - ö.31 Ağustos 1997) Galler Prensi Charles'in ilk eşi idi. Oğulları Prens William ve Harry, Birleşik Krallık ve ona bağlı on beş ülkenin tacına varis olarak ikinci ve üçüncü sıradadır.

İLK YILLARI VE HAYATI

Diana Frances Spencer 1 Temmuz 1961 tarihinde İngiliz aristokrasisi içinde doğdu. Edward John Spencer'in en küçük kızıydı. Annesi Althorp Viskontesi Frances, babasının ilk eşiydi. İngiltere, Norfolk'ta, Sandringham Park House'da doğdu. Percy Herbert (kilise rektörü ve Norwich ve Blackburn eski piskoposu) tarafından St.Mary Magdalene klisesinde vaftiz edildi. Diana dört kardeşe sahipti:
  • The Lady Sarah Spencer (19 mayıs 1955 doğumlu)
  • The Lady Jane Spencer (11 Şubat 1957 doğumlu)
  • The Honourable John Spencer (12 Ocak 1960 da doğup öldü)
  • Charles Spencer (20 Mayıs 1964 doğumlu)
Eşinden boşanan Frances Spencer, Diana'yı ve bir kardeşini de alarak Londra'da Knightsbridge'deki bir apartman dairesine taşındı. Aynı yılın noelinde babalarını görmeye giden Spencer kardeşleri Edward John Spencer annelerinin yanına gödermeme kararı aldı. Frances Spencer dava açsa da eski eşinin nüfuzu nedeniyle çocukları geri alamadı.

1975 yılında büyük babalarının (7. Earl Spencer, Albert Spencer) ölümünden sonra babaları 8. Earl yeni Kont olunca, Diana da Lady ünvanını kazandı ve Lady Diana Frances Spencer oldu. 1976 yılında Edward John Spencer romantik kitaplarıyla ün yapmış Barbara Cartland'ın tek kızı Raine (Dartmouth Kontesi) ile evlenince, Diana için Glasgow, İskoçya'ya taşınan annesinin ve İngitere'deki babasının evleri arasında gidip gelen parçalanmış bir yaşam başlamış oldu. Okula gittiğinde sadece Diana'nın babası ve annesi ayrılmıştı, bu Diana'ya çok zor geldi, o zaman İngiltere'de boşanma çok farklı bir şeydi.
Diana ve kardeşleri Raine'i sevmedi. Charles Spencer'in düğünde Raine ve Diana tartışmıştı. Diana'nın ölümünden önce barıştılar, bazen beraber öğle yemeği yediler. Diana'nın son yıllarda annesiyle de barıştı, çocukluğunda annesi gittiği için mutlu değildi.

KRALİYET MİRASI
Diana, kökeni Stuart'lardan gelen aristokrat bir aileye mensuptu.Anne tarafında İrlandalı, İskoçyalı, İngiliz ve Amerikan atalarına sahipti. Büyük ninesi New York'lu zengin bir mirasyedi olan Frances Work'tu. (d. 27 Ekim 1857 - ö. 26 Ocak 1947)
Baba tarafından Diana, evlilik dışı dört oğlu yoluyla İngiltere Kralı 2. Charles'ın soyundan geliyordu. Bu dört kişi:
  • Henry Fitzrey,Grafton 1.Dükü, Clevend 1. Düşeşi Barbara Villiers'in oğlu.
  • Charles Lennox, Lennox ve Richmond 1. Dükü, Portsmouth 1. Düşesi Louise de Kérouaille'in oğlu.
  • Charles Beouclerk, Nell Gwyn'in oğlu
  • James Crofts-Scott, Monmounth 1. Dükü, meşhur bir ayaklanmanın lideri, Lucy Walter'in oğlu.
Diana'nın dikkate değer ataları 1. Robert (the Bruce) ve İskoç Kraliçesi Anne; Mary Boleyn, Lady Catherine Grey, Maria de Salina, John Egerton ve James Stanley (7. Derby Earl'ü)'dir.
Spencer'ler yüzyıllardır Kraliyet ailesi ile yakın ilişki içinde olmuşlardır. Diana'nın anne tarafından büyük annesi, Ruth, Lady Fermoy, (d. 2 Ekim 1908 - ö. 6 Haziran 1993 ) uzun süre arkadaşı ve yardımcısı idi.
Aktör Oliver Platt ikinci kuzenidir. Diana ayrıca favori aktristlerinden biri olan Audrey Hepburn'ün kuzenidir. Diğer dikkate değer kuzenleri Humphrey Bogart ve III. Rainier'dır.

EĞİTİM VE GENÇLİK

7 yaşındayken Diana okula başladı. Kings Lynn'in West Heath Girls' School'unda öğrenip kaldı. Okulda ders çalışmaya çalıştı fakat hiç 'O Level' sınavlarını geçmedi. Ablası, Lady Sarah, gibi davranmaya çalıştı, biraz yaramaz oldu ama çok arkadaş yaptı. 1977 yılında Rougemont, İsviçre'de bulunan Institut Alpin Videmanett'e kaydoldu. Eve dönmek istedi, babasıya sürekli mektuplar gönderdi ve birkaç hafta sonra eve döndü. Bu sırada henüz 16 yaşında olan Diana, ileride eşi olacak kişiyi ilk kez ablası Lady Sarah'ın flörtü olarak tanıdı. Hala Lady Sarah gibi davranmak istiyordu ve 18 yaşında olduğu için babası ona bir hediye verdi. Lady Sarah onun için bir apartman buldu ve babası aldı. Okuldan arkadaşları, Carolyn Pride, Virginia Pitman ve Anne Bolton ile bir apartmanı paylaştı. Londra'da kalırken yemek yapmaktan nefret etmesine rağmen yemek kursuna ve Kensington'daki Madame Vacani's Dance Academy'ye giden Diana, daha sonra Young England Kindergarten hemşirelik okulunda iş buldu. Evli arkadaşlarının evlerinde temizlik yaptı.

EVLİLİK

Prens Charles'in aşk yaşamı ve çeşitli göz alıcı ve cazibeli aristokrat kadınlarla ilişkileri daima basının spekülasyonlarına konu oluyordu. Prens Charles otuz yaşında evlilik için artan bir baskı altındaydı. Yasal olarak tek istek gelinin Katolik Kilisesi'inden olmamasıydı. Geleneklere göre Protestan olması ve İngiltere Kilisesi'nin üyesi olması gereken gelinin soylu bir ailenini mensubu olması da tercih sebebiydi. Tüm bu özellikleri taşıyan Diana'nın Prens Charles'le evliliğine Spencer'ler ve Kraliyet Ailesi sıcak bakıyordu. Çünkü bu evlilik İngiliz hanedanın gelecek planları ve milenyumun eşiğinde ciddi bir krize düşen İngiliz halkının nostaljik düşleri için de umuttu.
Nişanları 24 Şubat 1981'de resmiyet kazandı. Sonunda 29 Temmuz 1981 de tüm dünya televizyonlardan naklen verilen St.Paul Katedrali'nde gerçekleştirilen düğün töreni için ekranları başına geçti. Yaklaşık bir milyar kişinin izlediği törende 20 yaşındaki Daina'nın utangaçlığı gözlendi. Dünya liderlerinin davetli olduğu törende Diana, Cantebury Başpiskoposu'nun onayıyla Galler Prensesi oldu. Gelecekte Birleşik Krallık tahtının Kraliçesi olacaktı. Diana'nın babası o gün BBC kameralarına Yüzyıllardır Spencer Ailesi'nin Monarşiye değerli katkıları olmuştur. Eminim bu günden itibaren geleneğimizi Diana yaşatacak, içten sadakatiyle Kraliyet Ailesi'ne eşsiz hizmetlerde bulunacaktır. şeklinde konuşmuştur.
İskoçya'da tatile çıkarken Diana hamile oldu. Evliliği ilk aylar Diana'ya kolay gelmediği için hamile olduğuna çok mutlu olmuştu. 21 Temmuz 1982'de Diana anne oldu. Bebeğin erkek olduğuna herkes mutlu olmuştu, ona William adını koydular. Doğumdan sonraki evliliği mutlu değildi. Prens Charles hala Camilla Parker Bowles'e aşıktı. Diana kocasın kendisini sevmesini istedi fakat Prens Charles Diana'yı tanımaya çalışmamıştı. Evlenmeden önce Diana bulimik oldu. Evlenirken bulimia rahatsızlığı daha kötü oldu. Dört sene evliliği iyi geçti ama Prens Harry'nın doğumunda Diana kocasında bir fark hissetmişti. Daha sonra 'o gün evliliğim öldü' dedi.
Her şeye rağmen evliliğini düzeltmek istedi. Fakat Charles Camilla'ya aşıktı ve hiçbir şey fark etmedi. Sürekli tartıştılar, birkaç kere Diana kendine kestirdi ama Charles boşverdi. 1985 yılında Prens Andrew ilk kez Sarah Ferguson'la tanıştı. Kralice ve ailesi Diana'nın Sarah gibi davranmasını istedi. Diana'yı ona benzetmeye çalıştı ama benzettiğinde kraliçe ve Prens Philip payladı. Diana ne yapacağını bilmedi, kendine çok kötü hissetti ve bulimiası daha kötü oldu.
Yıllarca Prens ve Prenses öylece devam etti. 1992 yılında ayrıldılar, Charles Highgrove evinde kaldı ve Diana Kensington sarayında kaldı. Diana ve Andrew Morton bir kitap yazdı, Diana'nın biyografisi, 16 Temmuz'da piyasaya çıktı. Charles apaçık bir şekilde Camilla'yla görüşmeye başladı. Boşanmadan önce Diana'nın da birkaç sevgilisi vardı, en ünlüleri rugby oyuncusu Will Carling ve asker James Hewitt.
1995 yılında Diana bir 'Panorama' röportaj yaptı. Evliliğinde herkese ne olduğunu anlatmak istedi. Hergün gazetelerde yanlış masallar vardı, mesela Diana'nın burnuna estetik ameliyat yapılmalıydı. Gizlilikle birkaç BBC TV muhabiriyle görüştü, görüşmeci Martin Bashir'e bulimiasını, evliliği ve nasıl halka yardım etmeye çalıştığını anlattı. "Bu evlilikte biz üç kişiydik, yani biraz kalabalıktı" dedi, ve boşanmak istemediğini söyledi ama 'kalplerin kraliçesi' olmak istediğini anlattı. 20 Kasım 1995'te BBC 1 kanalında yayınlandı, daha önce hiçbir prenses o kadar açık konuşmadığı için herkes şaşakaldı. 22,8 milyon kişi onu izlemişti.

BOŞANMA

1995 yılında Kraliçe, Panorama röportajı izledikten sonra, Charles ve Diana'ya ayrılmamalarını söyledi. Başbakan da (John Major) ayrılmalarını istedi. 28 Ağustos 1996'da boşandılar. Kolay bir boşanma için Diana £17 milyon'u eski kocasından aldı ve hiç kimseye ne olduğunu anlatamadı. Diana'nın unvanı değiştirildi, artık HRH Galler Prensesi değil, sadece Diana, Galler Prensesi. Tekrar evlenseydi hala bir prenses olamayacaktı. Bir yılda oğullarıyla sadece iki ay geçirebildi, Diana'yı en çok üzen de bu oldu.

BOŞANMADAN  SONRA

Pakistanlı kalp cerrahı Hasnat Khan'a aşık oldu. Diana evlenirken onunla flört etmeye başladı ve iki sene beraber kaldılar. Fakat Hasnat'ın kültürü farklı olduğu için ilişki olmadı ve bu Diana'ya çok keder verdi. Hemen Dodi Al Fayed'le görüşmeye başladı.

ÖLÜMÜ VE CENAZESİ

1997 yılında Dodi Al Fayed'le birkaç tatile çıktı. Ağustos ayında Akdeniz'de Dodi'nin 'Jonikal' yatında kaldı. Çok paparazzi kovaladığı için Diana ve Dodi Paris'e dönmeye karar verdi. Dodi'nin babasının otelinde kalmak istediler. 31 Ağustos sabah saat on iki buçukta Dodi'nin apartmanına gitmek için otelden çıktılar. Otelin arkasından çıktılar fakat paparazzi onları bekliyordu. Giderken şoför (Henri Paul) yolu şaşırdı ve karanlık bir tünelde kaza yaptı. Henri Paul ve Dodi al Fayed olay yerinde hayatını kaybetti. Paparazziler fotoğrafları çekerken ambulans geliyordu. 2 saat doktorlar Diana'nın hayatını kurtarmaya çalıştı. Saat dörtte Prenses Diana yaşamını yitirdi. Sadece Diana'nın koruma görevlisi, Trevor Rees-Jones hayatta kaldı.
Haberi duyduğunda Prens Charles, Earl Spencer ve Diana'nın kız kardeşleri İngiltere'den hemen Diana'nın yanına gitti. O sabah da Diana'nın bedeni İngiltere'ye döndü. 6 gün resmi yas ilan edildi ve 6 Eylül 1997`de yapılan görkemli bir veda töreniyle Diana toprağa defnedildi. Ayrıca öldüğünde sarayın önüne yüzbinlerce not ve çiçek bırakıldı. Prens Harry bir not yazdı: "Mummy"(anneciğim) ve tabutuna bıraktı. 2.5 milyar kişi Diana'nın cenazesini izledi. İngiltere'de bütün kanallar cenazesini gösterdi.Bazı söylentilere göre Prenses Diana'nın ölümünün bir suikast olduğu düşünülmektedir.Ama bunu kanıtlayan bir delil ortaya çıkmamıştır.

HÜZÜN

Tony Blair onu 'Halkın Prensesi' olarak adlandırdı. Diana halen daha unutulmayan efsanevi denebilecek bir kişiliktir. İngiltere'de gazetelerde her gün Diana'nın hakkında haber vardır. 1 Temmuz 2007'de Diana için bir konser düzenlenmiştir. Her yaz Diana'yı sevenler Althop Evine giderek Halkın Prensesi Diana'yı anarlar.Onun kıyafetleri ve kullanığı birçok eşya bu evdedir.Ayrıca evin bahçesindeki gölün ortasındaki adada da Diana'nın mezarı olduğundan birçok yerli ve yabancı turist Althop Evi'ni ziyaret etmektedir.

TARİHİ DEĞİŞTİREN KADINLAR

HÜRREM SULTAN



Hürrem Sultan ya da Hürrem Haseki Sultan (1500-1506 c. - 1558) doğum adı: Alexandra Lisowska[,[La Rossa] Osmanlıca adı: خرم سلطان, Avrupa'da tanındığı ad: Roxelana. Osmanlı padişahı I. Süleyman'ın eşi ve sonraki padişah II. Selim'in annesidir.

KÖKENİ

Lehistan Krallığı'nın sınırları içerisinde bulunan Rutenya'da doğdu. Tatar akıncılar tarafından 1520 tarihinde 20'li yaşlarında Rutenya'den kaçırılmış, Kırım Hanı'nın himayesine girmiştir daha sonra Osmanlı sarayına sunulmuştur.
16. yüzyıl kaynaklarına göre kızlık ismi bilinmiyordu. Ama daha sonraki kayıtlara göre mesela 19. yüzyılın Ukrayna'daki ilk kayıtlarına göre Anastasia (Kısaca Nastia) Polonyalıların geleneğinde, Aleksandra Lisowska olarak bilinir. Genelde Hürrem Sultan ya da Hürrem balsaq sultan olarak bilinirdi; Avrupa dillerinde Roxolena, Roxolana,Roxelane, Rossa, Ruziac, Türkçe'de Hürrem (Farsça kökenliخرم Hürrem), neşeli olan kişi ve (Arapçada Kerîme -كريمة) Soylu olan kişianlamına gelir. Roxelana, onun gerçek ismi olmayabilir ama takma adı onun Ukraynalı soyuna ait olan (Günümüze ait yaygın isim Ruslana) ve doğu slav ismi olan, Roxolany ya da Roxelany, şimdiki Ukrayna halkında 15. yüzyıldan sonra kullanılıyordu.

SARAYDAKİ YAŞAMI

Hürrem Sultan saraya geldiğinde Kanuni'nin Manisa valisi iken birlikte olduğu Mahidevran Sultan'dan Mustafa isimli bir oğlu vardı.
Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'a bir kız, dört oğlan çocuğu doğurdu. En büyük oğlu Mehmet Şehzade tahta çıkamadan öldü. İkinci oğlu Selim tahta çıktı. Diğer çocukları da Beyazıt Cihangir Şehzadeleridir. Kızı Mihrimah Sultan'ı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirdi.
Devlet yönetiminde etkili olan Hürrem Sultan, İran savaşını destekledi. Ruslar ve Lehlerle barış içinde yaşanılmasını sağladı. Bu dönemde Ruslar Kazan ve Astrahan Hanlıklarına hakim olup doğuya doğru yayılmaya başladılar.
Hürrem Sultan 18 Nisan 1558 tarihinde eşi Kanuni Sultan Süleyman'dan 8 sene önce 52 yaşındayken ölmüştür. Oğlu II. Selim'in tahta çıkışını göremedi. Süleymaniye Camisi Külliyesi içinde kendisi için yaptırılan türbeye gömüldü. Türbenin iç duvarları bir cennet bahçesini tasvir eden İznik çinileriyle kaplıdır.

HAYIR İŞLERİ

Hürrem Sultan İstanbul'da günümüzde onun adıyla anılan Haseki semtinde, Mimar Sinan'a Haseki Külliyesini yaptırmıştır. 1538-1550 yılları arasında inşaatı tamamlanan külliyenin içinde bir hamam, medrese ve hastane bulunmaktadır. Günümüzde T.C. Sağlık Bakanlığı Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak tanınan bu hastane Türkiye'de kesintisiz hizmet vermekte olan en eski hastane olma özelliğini taşır.
Hürrem Sultan ayrıca Ayasofya Camii civarında yardıma muhtaç ve fakirlerin karnını doyurmak için bir mutfak yaptırtmıştır.


ÖLÜMÜNDEN SONRA

Hürrem Sultan Avrupa'da, modern Türkiye'de ve batıda birçok resim, müzik ve bale gibi tarihi çalışmalara konu olmuştur.Joseph Haydn'in 63. senfonisini örnek verebiliriz. Eserler Ukraynalılar tarafından yazılmıştır ama genelde İngilizce, Almanca ve Fransızcadır.
Hürrem Sultan'ın doğduğu yer olduğuna inanılan Ukrayna'nın Rohatyn kentinde bir Hürrem Sultan anıtı bulunmaktadır. 2007 yılında, Ukrayna'daki bir liman kenti olan Mariupol'daki Tatarlar Hürrem Sultan'ın onuruna bir cami açmıştır.

HAKKINDA YAPILAN ESERLER

TARİHİ DEĞİŞTİREN KADINLAR

OPRAH GAIL WINFREY

  ABD televizyon tarihinin en çok izlenen talk show programlarından birisi olan ve kendi adıyla anılan The Oprah Winfrey Showun sunucusu olan sanatçıdır.
29 Ocak 1954 günü ABD'nin Mississippi eyaletindeki Kosciusko kasabasında doğdu. Çok sayıda Emmy ödülü kazanmış olan sanatçı sunuculuğunun yanı sıra kitap eleştirmenliği, Oscar ödülüne aday gösterilmiş olması ve tirajı yüksek bir derginin yayımcılığıyla da tanınmıştır. Forbes dergisine göre 20. yüzyılın en zengin siyahi Amerikalısı ve 2004 yılı itibarıyla dolar bazında Michael Jacksonnın ölümü üzerine dünyadaki tek siyahi milyarderdir.

ÇOCUKLUĞU

Winfrey Protestan bir mezhep olan Baptist mezhebinden bir çiftin kızı olarak doğdu. Anne ve babası evlenmemiş gençlerdi. Aslında doğduğunda İncil'de adı geçen Orpah ismiyle isimlendirilmişti. İsminin nasıl Oprah'a dönüştüğüne ilişkin çelişen raporlar vardır. Academy of Achievement’le 1991’de yaptığı bir söyleşide doğduğu günlerde hiç kimsenin Orpah’ın nasıl doğru telafuz edileceğini bilmediğinden doğum sertifikası dışında her yerde p harfinin yanlışlıkla r harfinden önce yazıldığını ifade etti. Oysa doğumu yaptıran ebenin nüfus bildirimini harfleri yanlış sırada yazarak doldurduğu da öne sürülmüştür. Annesi, Vernita Lee bir hizmetçi, babası Vernon Winfrey ise bir madenciydi ve daha sonra belediye konseyi üyesi olmadan önce berberdi. Winfrey’nin babası Oprah doğduğunda silahlı kuvvetlerin bir üyesiydi. Doğumundan sonra, Oprah’ın annesi eyaletin kuzeyine taşındı ve Oprah yaşamının ilk altı yılını kırsal kesimde büyükannesi Anita Mae’nin yanında yoksulluk içinde geçirdi. Winfrey’nin büyükannesi Oprah'a üç yaşındayken okumayı öğretti ve onu semtin kilisesine beraberinde götürmeye başladı. Ezberden İncil’deki ayetleri okuyabildiğinden daha küçük yaşta ‘vaiz’ lakabı ile tanınırdı. Oprah küçükken ev işlerini yapmadığı ya da bir şekilde yaramazlık yaptığında büyükannesi onu ince bir ağaç dalıyla döverdi.
Altı yaşındayken büyükannesinden daha az destekleyici ve teşvik edici olan annesi Oprah'ı yanına alıp Milwaukee kentinin yoksul bir mahallesine taşındı. Evdeki sağlıksız koşullara rağmen Oprah iki sınıfı (2. ve 8.) okumadan atladı ve on üç yaşına geldiğinde kentin banliyölerinde beyaz öğrencilerin gittiği prestijli bir lisesinin bursunu almaya hak kazandı. Okulda başarılı olmasına karşılık isyancı bir tutum gösterdi. Defalarca evden kaçtı. Sonunda on dört yaşındayken annesi onu babasının yanına Nashville, Tennessee’ye gönderdi. Vernon sert fakat teşvik edici bir insandı ve eğitimini bir öncelik haline getirdi. Winfrey iftiharlı bir öğrenci oldu. Winfrey lisesinin konuşma takımın a jhjkhkatıldı ve ülke çapında dramatik yorumda 2.lik aldı. Bir konuşma yarışmasını kazanarak, tarihsel olarak bir siyahi okul olan Tennessee Eyalet Üniversitesi’ne tam burs aldı ve orada iletişim konusunda öğrenim yaptı. Winfrey on sekiz yaşındayken ‘Miss Black Tennessee Beauty Pageant’(Bayan Siyahi Tennessee güzellik gösterisi)ı kazandı.
Winfrey’in büyükannesi Oprah'ın konuşmayı öğrendiğinden beri sahneden inmediğini ifade etmiştir. Gençliğinde mısır koçanlarından yaptığı bebekler ve ailesinin arazisini çevreleyen çitin üzerine konan kargalarla söyleşi yapardı. Ama Oprah'ın gerçek meyda kariyeri on yedi yaşında Tennessee Eyalet Üniversitesi’nde öğrenciyken yerel bir radyoda çalışmasıyla başladı.
Yerel medyada çalışırken hem en genç haber sunucusu hem de Nashville’deki WTVD-TV’nin ilk siyahi kadın haber sunucusuydu. 1976’da altı haberlerini sunmak üzere Baltimore kentinin WJZ-TV’sine co-anchor olarak yerleşti. Richard Sher’in WJZ-TV’deki 14 Ağustos 1978’de yayına başlayan People Are Talking şovuna co-host olarak işe alındı. Ayrıca Dialing for Dollars’a sunuculuk etti.

KARİYER VE BAŞARI
 
1983’te Winfrey Illinois eyaletindeki Şikago kentinde çok izlenmeyen yarım saatlik bir sabah talk show olan AM Chicago’yu sunmak için yerleşti. İlk kısımı 2 Ocak’ta yayınlandı. Winfrey iş başına geçtikten sonra birkaç ay içinde şov en alt sıradayken birden Şikago’nun en yüksek izlenirlik oranını elde ederek, Donahue’yı geride bıraktı ve şovun ismi değiştirilerek The Oprah Winfrey Show adı altında 8 Eylül 1986 tarihinden başlayarak ülke çapında tam saat yayını başladı. Donahue’ı zaten yerel markette geçmiş olan Winfrey ulusal izleyici sayısını kısa zamanda ikiye katladı; şovu gündüz yayınlanan şovlar arasında Amerika’da bir numaralı şov haline geldi. Bu iki ünlü şov arasında süregelen yarış büyük bir merak konusu haline geldi.
TIME dergisi, çok az kişinin bu kadar kısa zaman Oprah Winfrey’in zirveye tırmanarak en popüler talk show sunucusu haline geleceğini tahmin edebildiğini yazdı. Beyaz erkeklerin egemen olduğu bir alanda, o cüsseli bir siyahi kadındı. Aslında bir ropörtajcı olarak Phil Donahue’yi yerinden zorlaması mümkün bile değildi. Gazetecilik kabiliyetindeki eksikliğini açıksözlü yaklaşımı, şaka kabiliyeti ve samimi empatisiyle dolduruyordu. Acıklı hikâyelerini anlatmaya gelen konukları sık sık Oprah'ın gözlerini yaşartabiliyorlardı. Buna karşılık da konuklar hiç kimseye anlatmayı akıllarından bile geçirmeyecekleri bazı sırlarını çekinmeden ifşa edebiliyorlardı. Bir bakıma Oprah'ın şovu Grup Terapi Seansı gibi bir talk show haline geldi.” diye yazmıştı.
Televizyon köşeyazarı Howard Rosenberg “O bir lokomotiflere mahsus yuvarlak bir bina, tam öğün yemek, büyük, pirinç kaplama, yüksek sesli, agresif, hiper, gülünür, cana yakın, duygulu, yumuşak, incelikten yoksun, karnı acıkmış. Phil Donahue’nin boynuna ait yolu bilebilir.” diye yazmıştı.
Newsday’in Les Payne’si “Oprah Winfrey Donahue’den daha keskin, daha akıllı, daha samimi, ve izleyicisine ve belki de bütün dünyaya çok daha uyum sağlamış bir insan.” diye ileri sürmüştü.
Bir televizyon kanalında yanınlanan bilgilere göre Oprah Winfray 2011' de talk showunun bitirileceği öne sürülmüştür.
ABD'de yaklaşık 20 yıldır yayın hayatında olan, Oprah Winfrey'i dünyanın en güçlü ve zengin kadınlarından biri haline getiren ünlü televizyon programı Oprah Winfrey Show, 2011'de sona erecek.
Harpo Productions tarafından yapılan açıklamada, 25 sezondur yayında olan programın bitişiyle ilgili resmi açıklamayı Winfrey'in bugünkü canlı yayın sırasında yapacağı belirtildi.
Yalnızca ABD'de her hafta 42 milyon kişinin izlediği tahmin edilen ünlü talk-show programı, 145 ülkede de gösterilmiş ve yaklaşık 20 yıldır en çok izlenen sohbet programı olmuştu.
ABD Başkanı Barack Obama'nın başkanlık seçimi kampanyasında büyük desteğiyle dikkatleri çeken 55 yaşındaki Winfrey, Forbes dergisine göre 2,7 milyar dolarlık bir servetin sahibi.